Kapadokya Hakkında
Kapadokya
Kapadokya bölgesi günümüzde turizm açısından büyük bir öneme sahiptir. Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ- Zelve belli başlı görülmesi gereken yerlerdir. Kayalara oyulmuş geleneksek Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü dile getirirler. Kapadokya farklılıklar keşfetmek isteyenler için bir yeryüzü cennetidir. Peri bacaları ile süslenen vadiler içinde gezintiler yaparken daha önce hiç gidilmemiş yerler keşfedebilir veya fotoğrafçılığa meraklı iseniz daha önce hiç çekilmemiş kareler çekebilirsiniz.
Peri Bacaları
Vadi yamaçlarından inen sel sularının ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla ‘peribacası’ adı verilen ilginç oluşumlar ortaya çıkmıştır. Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olmuştur. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır. Daha çok Ürgüp civarında bulunan şapkalı peribacaları konik gövdeli olup, tepe kısımlarında bir kaya bloğu bulunmaktadır. Gövde tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan; şapka kısmı ise lahar ve ignimbrit gibi sert kayaçlardan oluşmaktadır. Yani şapkayı oluşturan kaya türü, gövdeyi oluşturan kaya topluluğuna oranla daha dayanıklıdır. Bu, peribacasının oluşumu için ilk koşuldur. Şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak peribacaları uzun veya kısa ömürlü olmaktadır. Kapadokya bölgesinde erozyonun oluşturduğu diğer peribacası tipleri ise, konili, mantar biçimli, sütunlu ve sivri peribacalarıdır. Peribacaları en yoğun şekilde Ürgüp-Üçhisar-Avanos üçgeni arasında kalan vadilerde, Ürgüp-Şahinefendi arasındaki bölgede Nevşehir Çat kasabası civarında görülür. Peribacalarının dışında vadi yamaçlarında yağmur sularının oluşturduğu ilginç kıvrımlar bölgeye ayrı bir özellik katmaktadır. Bazı yamaçlarda görülen renk armonisi, lav tabakalarının ısı farkından dolayıdır. Bu oluşumlar Üçhisar, Çavuşin-Güllüdere, Göreme-Meskendir, Ortahisar-Kızılçukur ve Pancarlıkta görülür.
Ihlara Vadisi
Aksaray'a 40 km uzaklıkta olan Ihlara Vadisi, Hasandağı volkanından püskürtülen lavların akarsu aşındırması sonucunda oluşan bir vadidir. Melendiz çayı, milyonlarca yıllık bir sürecin sonunda, 14 kilometre uzunluğunda ve yüksekliği yer yer 110 metreye ulaşan kanyon görünümlü bu vadiyi meydana getirmiştir. 14 km uzunluğundaki vadi Ihlara'dan başlar, Selime'de son bulur. Vadinin yüksekliği yer yer 100 -150 m dir. Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler bulunmaktadır. Ihlara vadisi'nde kiliselerdeki süslemeler 6. yüzyılda başlayarak 13. yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir.Bazı barınaklar ve kiliseler yeraltı şehirlerinde olduğu gibi birbirine tünellerle bağlantılıdır.Resimleri iyi korunmuş bazı kiliseler şunlardır; Ağaçaltı Kilisesi, Pürenliseki Kilisesi, Yılanlı Kilisesi, Sümbüllü Kilisesi.
Kaymaklı Yeraltı Şehri
Nevşehir'e 20 km. mesafede bulunan Kaymaklı kasabasındadır. 8 katlı olup ilk katı erken dönem tarihlenmektedir. Roma ve Bizans dönemlerinde de diğer alanların oyularak genişletilmesi suretiyle yeraltı şehri haline dönüştürülmüştür. Bugün 4 katı ziyarete açıktır. Tüf kayalara oyulmuş bu yeraltı şehri, bir kitlenin geçici olarak yaşayabilmesi için gerekli barınma şartlarına haizdir. Dar koridorlarla birbirlerine bağlanan oda ve salonlar, şarap depoları, su mahzenleri, mutfak ve erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyuları, kilise ve dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek için kapıyı içten kapatan büyük sürgü taşları vardır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri
Nevşehir- Niğde karayolu üzerinde ve Nevşehir’e 30 km. uzaklıkta bulunan Derinkuyu ilçesindedir. Kaymaklı yeraltı şehrinde olduğu gibi burada da büyük bir topluluğu içinde barındıracak ve ihtiyaçlarını karşılayacak mekânlar vardır. Bu yeraltı şehri 8 katlıdır. Kaymaklı yeraltı şehrinden farklı olarak burada misyonerler okulu, günah çıkartma yeri, vaftiz havuzu ve ziyaretçilerin ilgisini çeken kuyu mevcuttur. Yeraltı şehirleri sadece Kapadokya bölgesinin jeolojik oluşumlarına özgü yapılar olup diğer bölgelerde bu tür örneklere rastlanmamaktadır.
Avanos
Avanos, Nevşehir'in 18 km kuzeyinde yer alır. Çok sayıda çanak çömlek atölyesi bulunan ilçede seramik yapım geleneği Hititlerden beri süregelmektedir. Avanos'ta da Hititler'den beri çarkla çanak-çömlek yapıldığı bilinmektedir. Bu el sanatı kavimden kavime, babadan oğula geçerek günümüze kadar gelmiştir. Avanos'un dağlarından ve Kızılırmak'ın eski yataklarından yumuşak ve yağlı kil topraklar elenir ve iyice yoğurularak çamur haline getirilir. Çark adı verilen ve ayakla döndürülen tezgah üzerindeki çamurun maharetle şekillendirilmesiyle istenilen çanak yapılmış olur. İşlik denilen atölyelerde üretilen çanaklar önce güneşte, daha sonra da gölgede kurutulduktan sonra, saman ve talaşla yakılan fırınlarda 800 dereceden başlayıp 1200 derece sıcaklık arasında özenle pişirilir. İlçede önemli uğraşlardan biri de bağcılıktır. Elde edilen üzümler sofralık olarak kullandığı gibi, mağaralarda, doğal depolarda şarap üretiminde kullanılır. Üzümlerin şeker oranı çok yüksektir. Bu nedenle Özellikle el yapımı şarapları Dünyanın her yerinden rağbet görmektedir.
Hacı Bektaş Veli Dergahı ve Külliyesi
Hacı Bektaş Veli, XIII. yüzyılda yetişmiş ünlü bir Türk-İslam düşünürüdür. Üstün zeka ve kişiliğe sahip olan Hacı Bektaş Veli, ilk eğitimini büyük Türk düşünürü Türkistan Piri, Hoca Ahmet Yesevi’nin kültür ocağında almış ve o dönemde ün yapmış çok sayıda Türk bilim adamının yetiştiği Horasan’da engin bir bilgi birikimine, geniş bir dünya görüşüne sahip olmuştur. Orta Anadolu’yu şehir şehir, köy köy dolaştıktan sonra, yaşayan Türk gelenek ve göreneklerini korumaya çalışarak Suluca Karahöyük’te İslâm inanç ve öğreti merkezi kurmuş çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir. Yeniçeri ocağının da Piri olarak bilinen Hacı Bektaş Veli, Anadolu’daki Türk-İslam birliğinin sağlanmasına yardımcı olmuştur. Dergah ve Külliye XIX.yüzyılda Hacı Bektaş Veli’nin yaptırdığı Kızılca Halvet (Çilehane) ile çevre yapılarına sonraki yıllarda yenileri eklenmiştir. XIX. yüzyılda onarılan Dergah, 1959-1964 arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yeniden elden geçirilmiş, 1964′te müze olarak açılmıştır.
Tokalı Kilisesi
Göreme Vadisi’nde, bölgenin bilinen en büyük kaya kilisesi olup Tek Nefli Eski Kilise, Yeni Kilise, Eski Kilisenin altındaki kilise, yeni kilisenin kuzeyindeki yan şapel olmak üzere dört mekandan oluşur.X.yy. başlarına tarihlenen Eski Kilise, bugün Yeni Kilisenin giriş mekanı şeklinde ise de orijinal olup tek nefli, beşik tonozlu bir yapıdır. Aziz tasvirleri, müjde, ziyaret, bakireliğin ispatı, Beytüllahim’e yolculuk, doğum, üç müneccimin tapınması, masum çocukların katliamı, Mısır’a kaçış, İsa’nın mabede takdimi, İsa’nın cehenneme inişi, İsa’nın göğe çıkışı vb. gibi tasvirler bulunmaktadır.
Yılanlı Kilise
Göreme Açık Hava Müzesindedir. Kapadokya’da saygın olan Azizlerin tasvirleri bulunan kilise, XI. yy.'a tarihlenmektedir. Tasvirlerden bazıları şunlardır. İncil tutan İsa ve yanında Kilisenin Banisi, Aziz Onesimus, Ejderle savaşan Aziz George ve Aziz Theodore, çıplak uzun saçlı ve önünde palmiye ağacı bulunan Aziz Onuphrius.
Çarıklı Kilise
Göreme Açık Hava Müzesindedir. İsa’nın göğe yükseliş sahnesi altında bulunan ayak izlerinden dolayı kiliseye “Çarıklı Kilise” adı verildiği sanılmaktadır. Kilise XII. yy. sonu, XIII. yy. başına tarihlenmektedir. İsa’nın hayatını konu alan Siklus, İbrahim Peygamberin misafirperverliğini gösteren Tevrat sahnesi, Aziz Bani tasvirleri iyi muhafaza edilmiştir. Elmalı ve Karanlık Kiliseye benzemekle beraber, İsa’nın çarmıha gidişi ve çarmıhtan alınışı sahneleri kilisenin farklı özelliğidir.Kilisede, doğum, üç müneccimin tapınması, vaftiz, Lazarusun dirilişi, başkalaşım, Kudüs’e giriş, ihanet, kadınlar boz mezar peşinde, İsa’nın göğe çıkışı ve aziz tasvirleri bulunmaktadır.
Dervent Vadisi
Avanos'da yer alan Devrent Vadisi diğer ismiyle Hayal Vadisi (Imaginary Valley), Kapadokya'da her zaman yoğun ilgiyle duraklanıp seyredilen enteresan görüntüleri ile ilgi uyandıran bir vadidir. Suların ve rüzgarın etkisi ile farklı şekillere bürünmüş vadiyi ziyaret ettiğinizde neden ikinci adının hayal vadisi olduğunu tahmin etmek pek de zor olmayacakdır. Farklı şekillere sahip görüntüleri hayal gücünüze bağlı olarak farklı şeylere benzetmeniz olası...
Uçhisar Kalesi
Uçhisar Kalesi Kapadokya'nın zirvesi, en güzel manzaraya sahip noktasıdır. Bin yıldan fazla süre boyunca hatta 1950'li yıllara kadar insanlar kale içine oyulmuş odalarda yaşamışlardır. Bölgeye çok hakim bir noktada bulunduğu için stratejik açıdan önemi büyükdür. Kalenin tünellerle bölgenin değişik noktalarına bağlandığı da söylenir ama bu tünellerle ilgili henüz herhangi bir ize rastlanmamış. Bölgedeki birçok vadinin yanısıra Peribacaları 'nın oluşmasında büyük öneme sahip Hasan ve Erciyes dağlarının heybetli manzarasının izlenebildiği bir yer olması nedeniyle özellikle gün batımının yaklaştığı saatlerde ziyaretçi akınına uğrar.
Göreme Açık Hava Müzesi
Nevşehir'e 13 km. uzaklıkta ve Göreme kasabasının 2 km. doğusunda yer alan bir kaya yerleşim yeridir. M.S. 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatı yaşanmıştır. Hemen her kaya bloğunun içinde kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma mekânları mevcuttur. Bugünkü Göreme Açık Hava Müzesi manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul edilir. Soğanlı, Ihlara, Açıksaray aynı eğitim sisteminin daha sonraları görüldüğü yerlerdir.
Kiliseler, 2 tür teknikle boyanmıştır. Birincisi, doğrudan doğruya kaya yüzeyi düzeltilerek üzerine yapılan boyama; ikincisi ise, kaya üzerine yapılan secco (tempera) ve fresko tekniği ile yapılan boyamadır. Kilisede işlenen konular İncil ve Hz. İsa'nın hayatından alınmıştır. Göreme Açık Hava Müzesi'nde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise bulunmaktadır.
Ürgüp
Nevşehir’in 20 km doğusunda olan Ürgüp Kapadokya Bölgesinin en önemli merkezlerindendir. Göreme’de olduğu gibi tarihsel süreç içerisinde çok sayıda isme sahip olmuştur. Bizans Döneminde Osiana (Assiana), Hagios Prokopios; Selçuklular Dönemi’nde Başhisar; Osmanlılar zamanında Burgut kalesi; Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren de Ürgüp adıyla anılmıştır.